Okuma-yazma bilmeyenler ya hafızalarına yazarlar veya birilerine yazdırırlar. Destanlar sekiz, on bir ve on dört heceli olabiliyor. En çok görüleni on bir heceli olanlarıdır. Toplumu etkilemiş olaylar konusunda yapılmış destanlar uzun süre akılda kalır. Eskiden özel toplantılarda veya sohbetlerde destanlar okunurdu.
Bu Destanlar, bu olayları hatırlamaya vesile olurdu.
Sandıkçı Şükrü Destanı
Sene bin üçyüz yirimi tamam
Rize şehrinde okundu ferman
Dünyada kimseye kalmadı iman
Bu fani dünyaya itibar olmaz
Mahfume sebebdur Perilizade
Yapmadı tapuyu düştü inade
Görende paşayı uğrar feryade
Korkusundan çünkü dermanı olmaz
Mutasarrif paşa gazaba geldi
Yaktı kayığımı ciğerim deldi
Ol saat bilun sandıkçı geldi
Görünce ateşi aklum oynadı
Ciğerum tutuşti aklum oynadı
Kale yokuşunda sipere yattum
Hükümete şehre çok tüfek attum
Tatlı yemeğume zehiri kattum
Zulumsuz eşkıya tövbekar olmaz
Ağlama validem ettuğum çoktur
Yiğitlik naminda eksuğum yoktur
Senden kayır beni acıyan toktur
Yaktuğum canların hesabı yoktur.