Olmazları Oldurmaya Kalkışmadan Önce Olabilir Olanları Uygulayalım!
İçinde bulunduğumuz ekonomik darboğazı, çıkılmaz görünen sarmalı iyi çözümlemek lazımdır.
Aklıma geçmişte yaşadığım bir tartışma geldi.
Bir zamanlar bir maden mühendisi, bir karakış ortamında kimya y. mühendisi olan bana karşı karın, buzun kireçle eritilebileceğini iddia etmişti.
Böyle bir şeyin olamayacağını kabul edebilmesi için işlemi denemeyle göstermek zorunda kalmıştım.
Sonra okuduğu kimya kitabındaki reaksiyon formülü nasıl yanlış olabilirdi diye tutturdu.
Meğer H20 bileşeni yanında (s= solid) değil, (l=likid) sembolünün konulduğunu görmemiş! Bu arkadaş çok iyi İngilizce de biliyordu.
Şimdi genel geçer kuralların aksine ”evreka=buldum!” diye bağırabileceğini zanneden aklı evveller türedi. Bilime katkıda bulunmaya çok hevesli görünüyorlar(!)…
Ekonomideki “enflasyon sebep, faiz sonuçtur”, yargısının zıddını yani faizin sebep olduğu, enflasyonun sonuç olduğu faraziyesini ispatlayamadılar!…
Şimdi yeni bir tezi devreye sürdüler: ‘Cari açığı kapatırsak, enflasyon düşer, halk rahatlar!’.
İhraç ürünlerini ithal girdilerle üretmeye devam ettikçe bu düşünce de bir ham hayalden başka bir şey olamaz.
Dövizi patlatan etkiler, halkı yoksullaştırdığı gibi, KÖİ yatırımlarının sahiplerini ziyadesiyle mutlandırır!
Tercihi kimden yanaysa siyasiler o yönde karar verirler.
Anlamak istemeyenler sadece yakınır, aldanır ve kader diye ortaya çıkan, kendisine dayatılan ortamı yaşayarak sineye çeker.
Allah, idrak yönünden de milletimize, sorumlu seçmene, benim elimden ne gelir ki diye kendisini önemsemeyen bireylere ölmeden önce ayıkmak nasip eylesin!…
Meselenin kör düğümünün; üretmediği kadar tüketmek olduğunu, üretimi tüketimin üstünde arttırmadıkça, tasarruflu yaşamayı halktan kamuya kadar her seviyede alışkanlık haline getirmedikçe, tarihte yaşamış olduğumuz gibi, düyun-i umumiye idarelerine mahkûm olacağımızı unutmayalım.
Bakalım her zaman elzem olan tasarruflu yaşamak için kim önce ‘Ya Allah! Bismillah!’ diyecek!…
Yukarıdaki yazı, dört yıl önce kaleme aldığım, o günlerde çok iddialı sanılan bir iletiydi.
Yaşadıklarımızdan sonra “keşke yanılmış olsaydık!” diyebilmek lüksünü bile taşıyamıyoruz.
Şimdi Eskişehir Beylikova’daki nadir toprak elementleri ülkemizin istikbalini ya sağlamlaştıracak ya da baltalayacak derken, şükür ki bu gerçeği yiğitçe diyebilenler varken inşallah yanlış ipoteklere imza atmayız, geleceğimizin ümidini karartmayız.
Yaradan, bizi bizden korusun!

Bu yazıda çok önemli bir noktaya değinilmiş. Ekonomideki yanlış algılar maalesef toplumumuzu etkiliyor.
Bu görüşlere katılmıyorum. Cari açığın kapatılması enflasyonu mutlaka etkiler, alternatif yaklaşımlar da değerlendirilebilir.
Makaleniz düşündürücü ama biraz daha net örneklerle desteklenirse, daha da etkili olur.