Hatice KESTİOĞLU
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bizim Mescid-i Aksa Gibi Bir Derdimiz Olmalı Mı?

Bizim Mescid-i Aksa Gibi Bir Derdimiz Olmalı Mı?

53R Köşe Yazarı - Hatice KESTİOĞLU
53R Köşe Yazarı - Hatice KESTİOĞLU
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kudüs, üç Semavi dince de kutsal kabul edilen bir şehirdir. Çünkü bizim için ilk kıble ve Peygamber Efendimiz’in miraca çıktığı Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yerdir.

Hrıstiyan’ın doğuşu ve Kutsal ruhun havarilerin üzerine ve İncil’in dünyanın dört bir tarafına bu şehirden yayıldığına inanılmaktadır ve “ şehirlerin anası” olarak kabul edilmektedir.

Yahudilerin en önemli amacı, Süleyman Mabedi ya da diğer adıyla Siyon Mabedi’ni yeniden inşa etmektir. Çokça istilaya uğrayan ve yıkılan, geriye sadece Ağlama Duvarı kalan mabedi yeniden inşa etmek, Yahudiliğin dirilişi için de en önemli ve kutsal görevdir.

Yahudiler, 1967 yılındaki savaş sonucunda Kudüs’e tamamen hakim olmalarına rağmen Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi’ni tekrar inşa etmemişlerdir. Çünkü Yahudiliğin Mesih inanışı buna engeldi. Ortodoks Yahudiliğe göre Süleyman Mabedi’nin yeniden inşa edilmesi, Mesih’in gelmesine bağlıdır. Mesihin gelmesinden önce girişilecek böyle bir faaliyet, kimi dinî otoritelerin tepkisini çekecek, din ile devlet karşı karşıya gelecektir.

Fakat öyle görünüyor ki, o yıldan sonra çok şey değişti. Hatta şimdi, 2025 yılına kadar bu mabedin yapılmasının şart olduğunu artık yüksek bir sesle dile getiriyorlar. Özellikle hahamların bu konudaki fikirlerini her platformda yayıyorlar. Geçen gün de Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir:”İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa’da Yahudiler için bir sinagog inşa etmek istiyoruz” dedi. Bu sözlere birkaç İslam ülkesi tepki gösterdi. Hani o, Filistinliler katledilirken sessiz kalmayı ve ülkelerinde festivaller düzenleyip eğlenmeyi tercih eden sözde İslam ülkeleri. Bu İslam ülkelerinin içinde Ürdün de var ki, kralın eşi Filistin kökenli ama o soydaş ve dindaşlarına değil, ölen İsraillilere üzülüyor.

Kudüs için İsrail yönetimi üç tane ‘sonsuza kadar’ ilkesi belirlemiştir:

-Sonsuza kadar başkent,

-Sonsuza kadar Yahudi egemenliğinde,

-Sonsuza kadar da bölünemez.

Peki Bizim Görüşümüz Ne?

Ülkemizde yaşayan insanların belki de yarıdan fazlasının Mescid i Aksa gibi bir derdi yok. Garipler, oranın bir Arap sorunu olduğunu düşünüyor ve ne olursa olsun umursamıyorlar. Orada şehit edilen çoluk çocuklar da Arap ırkına mensup oldukları için sokaktaki itler kadar değerleri yok cenahlarında. Ne kadar acı. Oysa Kudüs İslamdır ve o beldeler400 yıldan fazla egemenliğimizin altında kalmıştır. Mescid i Aksa ilk kıblemiz ve Peygamber Efendimizin miraca yükseldiği yerdir.

Korkarız ki;

Bugün Kudüs gibi bir derdi olmayanların, yarın Adana gibi, Ankara gibi, İstanbul gibi bir dertleri de olmayacaktır. Çünkü bizim bu sessizliğimiz, onların aymazlıklarını ve iştahlarını kabartacak ve vadedilen topraklarına kavuşmak için birgün sırayı bize de getireceklerdir.

Dışişleri Bakanlığı bugün, sert bir açıklama yaparak İsrailli bakana cevap verdi ve uluslararası toplumu duruma müdahale etmeye çağırdı. Batı halkı tepkili evet ama ne yazık ki hükümetler adım atmadan ilerleme sağlanamıyor.

Bu işin nihai noktasında ülkemiz toprakları olduğu için, öyle görünüyor ki bu işin sonunu ancak biz getirebileceğiz. Umarız ve dileriz ki iş o raddeye varmadan mesele çözülür ve savaş sona erer. Ama ne üzücüdür ki, orada Filistinliler kendi Kurtuluş Savaşlarını verirken, bizler onlara destek olan ürünleri bile boykot etmekten aciziz. Rabbimiz inşallah bu umarsızlığımızı cezalandırmaz.

Hatice KESTİOĞLU

Yazar – Başöğretmen

Bizim Mescid-i Aksa Gibi Bir Derdimiz Olmalı Mı?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

53R - Rize Haber Sitesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin